YAKUBUN GÖZLERİ GÖRECEK HER ŞEYİ

YAKUBUN GÖZLERİ GÖRECEK HER ŞEYİ

Yürüdük hepimiz
Cuma ve Ertesi ve Pazar
Gizli kalabalıklar içinde
Sessizce
Egemenler, sinsiler, kahpeler
Acizler, hainler, kimsesizler
Yanıklar ve uyanıklarla birlikte
Vardık ve attık
O derin, o yalnız gök kapısı kuyuya
İçimizden söküp vicdanlarımızı
Gömleği ellerimizde
Bağrı tavşan kanı
Dönüyorduk yurdumuza üretilmiş kalabalıklar içinde
Gördük ki
Öyle bilmiş köleler
Öyle sanatkâr cariyeler
Yol boyu pazar/a/çıkmış
Parası olanlar açıkta kalmasın diye

Girdik medineye sessizce ve dağıldık evlerimize
Gördük ki
Fokur fokur kaynıyordu siyaset meydanı
Alınları aktı adamların
Ellerinde tavşan kanı

Açılmıştı gök kapısı
Kimine reel azap yağıyordu kimine kimyasal
İnse de ganimet avcısı vahşiler tepelerden sel gibi
İnanıyoruz elbet
Bir gün çatlamış çöl dudaklarına
Rahmet düşecek damla damla
Bilmesek de hangi gömlek elimizdeki
Bilemesek de hangi İsrael bekleyen bizi
İnanıyoruz elbet
Ellerimizi kestik diye hak versek de nefsimize
Aşkı uğruna vezir göz yumsa da nefesimize
Bir gün gülümseyecek Yusuf
Gülümseyecek kardeşine ve
Yakubun gözleri görecek her şeyi

 

Leave comment

Your email address will not be published. Required fields are marked with *.