Ölü Zalimin Zulmü
Ardeşen-Kadikalevi güzergâhı… Son yerleşim birimini de geçtik… Gündem: darbe teşebbüsü ve ardında yaşanan gelişmeler… Eskiden her bölgenin, her ailenin kendi gündemleri olurdu; oysa biz, merkezden çevreye-çevreden merkeze hep aynı gündemlerin mahkûmları, burada da ortak gündemden kurtulamıyoruz: Yol arkadaşım Serkan Terbıyık, kayınpederinden dinlediği bir hadiseyi aktarıyor:
Tunca’da (Dutxa) yaşadığı rivayet edilen zalim ağa Yobi Ticculi ölüm döşeğindeyken yaverine demiş ki: “Köylünün çokça ahını aldım, içlerinde bana hıncı olan çoktur; ama korkudan seslerini çıkaramazlar. Ben ölünce kimseler görmeden cesedimi bir ağaca as, hiç olmazsa hıncı olan, cesedimden alsın hıncını.”
Yaver, ağanın dediğini yapmış. Yobi Ticculi’nin cesedini ağaçta asılı gören köylü hemen muhtara, muhtar da jandarmaya haber vermiş. Köye gelen jandarma kimseden olayla ilgili bilgi alamayınca bütün köylünün ifadeleri alınmak üzere neredeyse bir günlük yürüme mesafesindeki karakola götürülmesine karar vermiş.
Hiçbir şeyden haberi olmayan köylüler bu soruşturma sürecince iyice yıprandıklarından kendi aralarında yakınmaya başlamışlar: “Ulan, bu Yobi Ticculi’nin dirisinden çektiğimiz yetmiyormuş gibi bir de ölüsünden çekiyoruz!”