İMAN TAZELEME
Yanlış var, deryaya düşen bir küçük taş gibi kaybolup gider; yanlış var, yüzyıllar boyu habis bir ur gibi toplumun bütün organlarını içten içe çürütmeye devam eder: Üçüncü bir alternatifin bulunmadığı istisnaî durumlarda bireylerin iki kötülükten daha az zararlı olanı tercih etmesi ile, bu hükmün siyasî/toplumsal hadiselere uyarlanması arasında bu kadar ciddi fark bulunmasına rağmen, farklı nedenlerle de olsa, ezberci/nakilci âlimlerin ikisi için aynı hükmü vermiş olmalarından yararlanan birçok İslam devleti, cemaati, kurumu… istisnaî kaideleri asıl gibi uygulayıp aslı uygulama dışına itmekte sakınca görmemiştir.
Çağımızda İslam’a aykırılık dendiğinde her biri için akla hep öteki mezhepler/zihniyetler gelmektedir; oysa “İslam toplumlarının ne kadar İslamî” olduğuyla ilgili kriterlere göre değerlendirildiğinde toplumsal düzeyde birbirlerinden pek de farklı olmadıklarını görüyoruz. Bu durumda dedelerimizden bize miras kalmış olan imanlarımızı cüzdanlarımızda taşımanın ötesine geçip yeni müslüman olmuş sahabe bilinciyle iman tazeleyerek hayata yeniden başlamadığımız sürece “İslam’dan uzak müslüman toplum” özelliğimiz değişmeyecektir.