Her Hâlde Dua
Hızlı, dalgın yürüyordum. Yanından geçtiğim biri omzuma dokununca durdum: Elinde üç ayaklı baston bulunan, oldukça yaşlı biri… Uzattığı elini tuttum. Kim olduğumu, nereli olduğumu, nereye gittiğimi sordu. Sanki sadece dua etmek için durdurmuştu beni: Bana, aileme, çoluk çocuğuma dua etti. Sebepsiz, karşılıksız, beklentisiz bu duaya ben de duayla/teşekkürle karşılık verdim. Yoluma devam ederken içimden, bu nazik, iyi niyetli, yaşlı amca ve ailesi, çoluk çocuğu için dua ettim, ediyorum: Yüce Allah hayatta ellerinden tuttuğu, göç zamanı razı olarak huzuruna kabul buyurduğu kullarından eylesin!
Yüce Allah; ana babaya, akrabaya, tanıdığa yabancıya, çoluk çocuğa, yetime, mazluma, kimsesize, eşe dosta, arkadaşa, hastaya, yaşlıya, çaresize, dosta düşmana… sebepsiz, karşılıksız, beklentisiz dua eden herkesin duasından kendine de nasip eylesin!