KİTÂBE-İ SENG-İ MEZAR
(Beyoğlu İHL 2015 mezunlarına ithafla bütün öğrencilerime)
Sorumluluğunuzu en iyi şekilde yerine getirebileceğiniz, hatta fazlasını yapıp iyiliklerde bulunabileceğiniz boyacılık, aşçılık gibi meslekler yanında; devlet adamlığı, öğretmenlik gibi bazı meslekler vardır ki sorumluluğunun sınırı bulunmadığından ne yapsanız da “Ben yapmam gerekeni en iyi şekilde yaptım, yapıyorum.”diyemezsiniz. Aldığınız ücretin miktarının da adaletle ilgili bir hükmü bulunmadığından “Aldığımın karşılığını veriyorum.” diyemezsiniz; sorumluluğun sınırı yoksa ücret kıstası da olmaz çünkü.
Ben de bu anlayışla, eğitim sistemi nesilleri harcama çarkı gibi işleyen bir ülkede yirmi beş yıldır, gücüm yettiğince öğretmenlik yapmaya çalışıyorum. Öğrencilerimi seviyorum ve bu sevgi beni hep mutlu etti ama vicdanım hep sızladı, sızlıyor.
Gün gelip çattığında, sizlere hep ders vermeye çalışan öğretmeniniz son dersini vermek üzere karşınıza bu sefer sessiz ve dikilemediği için yatay çıktığında, onun adına başına dikilecek, belki siz öğrencilerinden belki arkadaşlarından biri “Nasıl bilirsiniz?” diye sorduğunda; kiminiz inanarak, kiminiz ayıp olmasın diye “İyi biliriz.” “Hakkımızı helal ediyoruz.” diyeceksiniz. Birkaç kişi de playback yapacak, belki de?
O gün kendi kendinizle baş başa kaldığınızda samimiyetle “İyi biliyorum ve hakkımı helal ediyorum.” derseniz ne mutlu bana! Ancak biriniz bile “Hakkımı helal etmiyorum.” derse işte o zaman gerçekten “yazık olur Süleyman Efendi”ye”.
Sevgilerimle…